SAP, organizasyonların çalışanlarına, çevreye ve insanlığa faydalı olmak için başvurduğu bulut sistemidir. müşterilere karşı daha şeffaf olmak , verimliliği artırmak, çalışanları kazalardan korumak veya tedarik zincirlerindeki riskleri ele almak için SAP’nin sunduğu çözümler kullanılır.
SAP sistemleri sürdürülebilirliği nasıl olumlu etkiler?
Jakarta'nın ilkim değişikliğinden nasıl etkilendiğini izliyoruz. İlkim değişikliği hepimizin yarattığı bir sorun. OECD ülkelerinde gelir eşitsizliği son yarım yüzyılın en yüksek seviyesine çıktı. Çevreye ve ekonomiye verdiğimiz zarar gün geçtikçe artıyor. Bugünün en büyük zorluklarını çözmek için hepimizin harekete geçmesini gerekir. Çünkü tüm eylemlerimiz birbirine bağımlıdır.
Dijital Dönüşüm ve sürdürülebilirlik, iş dünyasının geleceği için en önemli konulardır. İş liderlerinin yapması gereken, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirliğin kusursuz entegrasyonunu sağlamaktır. İster sürdürülebilir hammadde kaynakları kullanmak, ister fabrikalarda ve veri merkezlerinde daha temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek isterse çevik tedarik zincirleri kullanmak veya kurumsal sorumluluğu kârın ötesinde net bir vizyonla ifade etmek olsun, iş liderlerinin belirli bir yol haritası olmalıdır.
Son yıllarda güncel olayları takip ettiyseniz, Paris iklim anlaşmasını biliyorsunuz ve bunun gibi anlaşmalar, daha temiz ve daha istikrarlı bir gezegene doğru atılması gereken adımları öngörür. Bir şirketin IT süreçlerinde sürdürülebilirliği hedeflemek, son iklim anlaşmalarının önerdiği kapsamlı değişikliklerden biridir.
Peki, dijital sürdürülebilirlik pratikte neye benziyor?
Sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, IoT önemli zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Akıllı HVAC sistemleri, bir binanın fiziksel çevre denetimlerinde performansı optimize edebilir. Dijital teknolojilerin mekanik sistemlere ve sabit altyapıya kalıcı olarak karıştığı fikri, şirketlerin giderek siber-fiziksel sistemlerle yöneldiğini gösteriyor.
3D Baskı ve Bilgisayar Kontrollü Üretim ile maliyet ve atık tasarrufu sağlanıyor. 3D baskılar hobi olarak yaygınlaşmış durumda. Ancak iş dünyasında sonuçlar daha heyecan vericidir. Örneğin; 3D baskıların kullanılması yük ve malzeme taşıma süreçlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarından yüzde 5'e kadar tasarruf edilmesini sağlıyor.
Yakın geleceğin konut ve ticari elektrik şebekeleri yüksek oranda dağıtılacak. Bu nedenle sistem çok daha dayanıklı ve güvenilir olacaktır. Blockchain, arz ve talebi gerçek zamanlı olarak izleyebilen ve güç dağıtımını daha verimli bir şekilde dengeleyebilen topluluk tabanlı, “sanal” enerji santralleri oluşturabilir.
Blockchain , IoT akıllı ölçümün ticari elektrik şebekesine getirilmesi , endüstrinin elektrik kullanımını 6,3 milyar megawatt/saat azaltırken CO2 emisyonlarını 1,8 gigaton azaltabilir. Energy Star dereceli modeller, ilk yatırımdan sonra önemli tasarruflar sağlayabilir.
İş dünyasında dijital sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda kayda değer başka bir fırsat daha var. Şirketler, tüketicilerin satış sonrası ürünleri ile nasıl etkileşime girdiklerini daha iyi anlamak için Big Data’dan yararlanıyor. İkincil pazarlardan elde edilen verilerden yararlanarak, şirketler elektronik cihazlarının ömrünü uzatmak gibi kararları daha kolay alabiliyor. Bu sayede şirket-müşteri ilişkisini genişletiyor ve yeni gelir akışları sağlanıyor.
Teknoloji ve dijitalleşme, ekosistemdeki değişiklikleri tahmin eden ve bunlara yanıt veren akıllı ve çevik dijital eski engelleri yıkacak ve yeni çözümler sunacak. Bu kulağa kolay geliyor, ancak çok fazla dönüşüme ihtiyacımız var. Dijital Teknoloji tüm alanlarına entegre ederek şirketler içinde dönüşüm sağlamalıyız.
Hiçbir teknoloji, yetkin bir iş-gücü olmadan bir kuruluşu kurtaramaz Küresel vatandaşlar olarak sadece haklarımız değil, aynı zamanda sorumluluklarımız ve yükümlülüklerimiz de var. Dünyanın en büyük zorluklarıyla başa çıkmak ve onları en büyük fırsatlarımıza dönüştürmek için teknolojik gelişmeleri kullanmak hepimizin sorumluluğundadır. Bu nedenle çalışanlarımızı ve kendimizi daha iyi bir gelecek için eğitmeliyiz.